Welcome to Our Website

Tiyatrocu Murat Dereli: İlk oyunumuzu kendimiz yazmıştık, sadece tiyatro yaparak açlık sınırının üzerinde para kazanabilen çok az meslektaşımız var

T24 Kültür-Sanat

Tüm tiyatro severleri “Bu şartlar ve bu koşullar altında siyasi oyun mu yapılır?” sorusuyla bir yolculuğa çıkaran ve bir çözüm yolu arayan iki tiyatrocunun trajikomik hikayesini sahneye taşıyarak Tiyatro Dell’Arte’de sezona merhaba diyen Bizden Tiyatro’nun yeni oyunu “Yabancı”ya konuk olduk. “Tiyatro ciddiye alınmayacak kadar ciddi bir iştir” diyen Murat Dereli ve Arda Akoğul, bu ülke sorunlarını sahneye taşıyarak seyircilerine, çözüme bir davet değil çözüm arayışına ortak olma teklifinde bulunuyorlar. 

Bizden Tiyatro nasıl kuruldu, oyuncuları nasıl bir araya geldi? 

Bizden Tiyatro fikri ilk olarak 2018-2019 MSM Konservatuvar döneminde, deneme sınıfında okuyan iki öğrencinin “Mezun olmadan bir iş yapalım!” cümlesiyle ortaya çıktı. Bu doğrultuda tiyatro 24 Ocak 2020 tarihinde resmen kuruldu ve ilk oyunun provalarına başlandı. Fakat 12 Mart 2020 tarihinde ilk vaka haberiyle ülkecek uzun sürecek bir pandemi dönemine girdik. 2021-2022 döneminde ilk oyunu olan “Çemberin 6 Noktası” ile seyircisiyle buluşan tiyatromuz Direklerarası Seyirci Ödülleri’nde “Umut Veren Tiyatro Ekibi” ödülünü aldı. Şu an “Yabancı” isimli oyunuyla seyircisiyle buluşmaya devam etmekte. 

MSM mezunu olarak bu girişiminize ne gibi destekler verildi?

Tiyatro yapabilmek ciddi bir özveri meselesi. Her taşın altına elini koyacak, insiyatif alacak, sabırla çalışılacak bir ekip kurulduğu takdirde tiyatro yapmak çok zor bir iş olmayacaktır. Zor olan böyle insanlarla bir araya gelmek. MSM bizi böyle insanlarla buluşturdu. Hocalarından öğrencisine, öğrencisinden okulumuzun çalışanlarına kadar herkes, bizi manevi anlamda ciddi desteklediler. Bu da ilk etapta ihtiyacımız olan şeydi. Kendimize inanmak ve insanların da bize inanıyor olması.

Birçok tiyatro kendini Don Kişot gibi hissediyor, siz de buna katılıyor musunuz? 

TDK buna “gereksiz kahramanlık yapmak” diyor. Bir kahramanlık unsuru görmüyoruz yaptığımız işte ama bir şeylerle savaştığımız doğru.

Nelerle mesela?

Bu noktada bencil görünmek istemeyiz, malum ekonomik koşullar bir çok iş sektöründe ciddi olumsuz etkiler yarattı, bunun hepimiz farkındayız. Fakat tiyatro ilk gözardı edilen sektörlerden biri konumunda. Aslında şunu söylesek yeter; Sadece tiyatro yaparak açlık sınırının üstünde para kazanabilen çok az meslektaşımız var… Bir çok tiyatro bu işi yapabilecek özveriye, disipline ve isteğe sahipken, malum sistemin içinde varolacak kadar güçlü olabilmesi neredeyse imkansız durumda. 

Oyunları seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?

Bize hitap edebilecek, heyecanlandıracak, “BİZDEN” olan ve bize ait unsurlar barındıran her oyun bizim için değerlendirilmesi gereken bir oyundur. Çalışırız, değerlendiririz ve inanırsak yapmak için elimizden geleni yaparız.


Her beğendiğiniz oyunu oynayabiliyor musunuz? 

Tabii ki hayır. Biz çok yeni bir tiyatroyuz. Tiyatro bir meslek grubu, birçok insan bunu göz ardı ediyor. Bu işin ticari boyutunu atlamak mümkün değil. Doğru adımlar atıp, doğru tercihleri yapmamız gerekiyor. Tabii ki hayalimiz ileride beğendiğimiz ve inandığımız tüm oyunları yapabilecek durumlara gelebilmek. Bunun için çalışıyoruz. 

Tiyatro yapmanın zorluğuyla nasıl baş ediyorsunuz?

En büyük destekçimiz kurulduğumuz günden beri oyunlarımızı sahnelediğimiz Tiyatro Dell’Arte oldu. Her konuda yanımızda oldular. Başka hiçbir kurum veya kuruluştan maddi destek almadık. İlk oyunumuzu kendimiz yazmıştık. Bu oyunumuzun telifi konusunda da yazarımız yüce gönüllü davranarak ilk etapta herhangi bir talepte bulunmadı. 

Tiyatronuzun manifestosu nedir?

“Tiyatro ciddiye alınmayacak kadar ciddi bir iştir”

“Yabancı” oyununu nasıl seçtiniz?

Oyun seçme sürecimizde birçok oyun okuyup içimize sinenlerden bir liste yapmıştık. Ardından o oyunları tekrar okuyup üzerinde çalıştık. Yabancı da o oyunlardan biriydi, bizi Yabancı’ya çeken temelindeki fikirdi. Yaşam ve ölümün her zaman iç içe olduğunu felsefi olarak tartışıyoruz hep, ama bu tartışmayı farklı bir zemine oturtup izletebilmek bizi cezbetti. Oyunumuzun yazarı Osman Nuri Ercan ile iletişime geçtik ve bize çok yardımcı oldu. Ona bir kez daha teşekkür etmemiz gerekiyor. Kendisinden aldığımız izinle birlikte prova sürecine başladık.

Yönetmenimiz Ziver Armağan Açıl ile bu yıl tanışma fırsatımız oldu. Yabancıdan hemen önce “Sonuncu Köyde Bile Yapamayanlar” isimli farklı bir oyunda çalışmıştık. Ardından yeni bir oyun yapma fikrinin hemen ardında o belirdi… Bizim için gerçekten bir Armağan oldu ve bize çok şey öğretti. Az önce belirttiğim gibi özveri, işe saygı duyma, her taşın altına elini koyma, ve bütün bunları ciddi bir keyifle yapabilmek çok zor bulunan bir şey. Ona ne kadar teşekkür etsek az olacaktır… İyi ki var.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir