Anne babaların dikkat etmeli: Abla sendromu nedir?

Ablalık Sendromu: Ailenin Büyük Kızı Olmanın Yükü

Bir ailenin en büyük kız çocuğu iseniz bu durumu bilirsiniz. Ancak sizin çocuğunuz olacaksa bu sendromu yaşamaması için dikkat etmelisiniz.

Ablalık sendromu ya da diğer ismi ile büyük kız kardeş sendromu, ailedeki en büyük kız çocuklarının, erken çocukluk döneminde (3-6 yaş) ailenin yeni üyesinin gelmesi ile fazla sorumluluk ve beklentilerle karşılaşmaları durumu olarak tanımlanır. Bu sendrom, bir psikolojik rahatsızlık olmasa da ilerleyen dönemde birçok kişilik özelliğini de etkileyebilir.

EVİN BÜYÜK KIZI KÜÇÜK ANNE

Genellikle erkekleri önceleyen toplumlarda, abla tıpkı ailenin diğer kadın üyeleri gibi aile üyelerine bakma, ev işlerini yapma, barışı sağlama ve sorumluluk taşıma gibi görevlerle yükümlendirilir. Bu da ablanın, çocukluk döneminde “ikinci anne” gibi bir rol üstlenmesine yol açar. Hatta çocuğu kardeş ablasından bahsederken “O benim küçük annemdi” dediğine rastlayabilirsiniz.

PSİKOLOJİ DE KARDEŞ SIRALAMASININ KİŞİLİĞE ETKİSİNE DİKKAT ÇEKİYOR

Avusturyalı psikiyatrist Alfred Adler’in bireyin kişiliğinin aşağılık ve üstünlük kavramları üzerine yükseldiğini belirttiği teorisine göre, ilk doğan çocuklar liderlik özelliklerine ve güçlü bir sorumluluk duygusuna sahip olurlar. Ancak, bu durum aynı zamanda ablanın gereksiz bir baskı altında kalmasına neden olabilir. Kültürel normların etkisiyle, kız çocuklarının ev işleri ve bakım görevlerini erkek çocuklardan daha fazla üstlenmesi beklenir.

Ablalık sendromu, genellikle yetişkinliğe eriştiklerinde, geçmişteki bu aşırı sorumlulukların bireyi olumsuz etkilediği anlaşılır. Ablaların yaşadığı bu durumun belirtileri ise şu şekilde sıralanabilir:

  • Güçlü bir sorumluluk duygusu: Ablalar, sürekli olarak başkalarının ihtiyaçlarına odaklanır ve bu yük onları duygusal olarak zorlayabilir.
  • Kontrol ihtiyacı: Aile içindeki düzeni sağlama, her şeyin yolunda gitmesi için sürekli bir kontrol etme isteği.
  • Aynı yaşta insanlarla ilişkilerde zorluklar: Yaşlarının gerektirdiği şekilde serbest ve eğlenceli ilişkiler kurmada zorlanabilirler.
  • Aileye karşı kırgınlık: Sürekli sorumluluk taşımanın yarattığı bir huzursuzluk ve kırgınlık hissi.
  • İnsanları memnun etme dürtüsü: Başkalarını mutlu etmek için aşırı çaba sarf etme.
  • Kaygı bozukluğu: Sürekli kontrol etme ve sorumluluk duygusuyla yaşamak kaygıya yol açabilir.
  • Depresyon: Uzun süreli baskı ve sorumluluklar, depresyon gibi daha ciddi duygusal sorunlara yol açabilir.

Related Posts

Adalet Bakanı şubatta “Videolu mesaj mevzuata uygun değil” demişti; Öcalan’dan görüntülü mesaj geldi, AA ve TRT, görüntüyü servis etmedi

Adalet Bakanı şubatta “Videolu mesaj mevzuata uygun değil” demişti; Öcalan’dan görüntülü mesaj geldi, AA ve TRT, görüntüyü servis etmedi

İsrail’in yardımına yine ABD koştu! Tel Aviv’e milyon dolarlar aktı

İsrail’in Haaretz gazetesinin ABD ordusu verilerine dayandırdığı haberinde, İsrail’de bulunan çok sayıda askeri proje ABD’nin desteğiyle finanse ediliyor. ABD, İsrail Hava Kuvvetleri’nin yeni yakıt ikmal uçakları ve helikopterlerini barındıracak …

Son dakika… İBB soruşturmasında yeni operasyon: 10 kişi daha gözaltına alındı

İBB’ye “yolsuzluk” soruşturması kapsamında 10 kişi daha gözaltına alındı.

Bodrum’a 6 ayda 344 bin yabancı turist

Muğla’nın dünyaca ünlü ilçesi Bodrum’da yabancı turist hareketliliği devam ediyor. Kentte son 6 ay içerisinde hem deniz hem de hava yolu ile 344 bin yabancı turistin geldiğini söyleyen Bodrum Otelciler Derneği Başkanı Ömer Faruk Dengiz, “Bahsettiğimiz deniz yoluyla sadece kruvaziyerler için geçerlidir. Yunanistan’dan gelen feribotlar için geçerli değildir. Bunlar da eklendiği zaman sayı daha da artıyor” dedi.

CHP, Adana’da “Zeydan Karalar’a Özgürlük” mitingi yapacak; Özgür Özel de katılacak

CHP, Adana’da “Zeydan Karalar’a Özgürlük” mitingi yapacak; Özgür Özel de katılacak

Güney Kore şarbon aşısı geliştirdi: ‘Halk sağlığına önemli katkı sağlayacak’

Güney Kore, dünyanın ilk rekombinant protein bazlı şarbon aşısını geliştirdiğini duyurdu. Aşının bilinen diğer tedavi yöntemlerinden daha az yan etkiye sahip olduğu belirtildi.